KOŞUŞTURMACA
Tatlı, hızlı ve
heyecanlı bir koşuşturmaca… Nereye gidiyor bu kadar insan? Neden her duyuruda
onlarca kişi; yaşlısı, genci, çocuğu koşarak çıkıyorlar o ahşap kapıdan? Evet,
bilmediğim bir kıtanın bilmediğim bir sonundayım şimdi! Eski, hatta şu kulağıma
çalınan martı seslerinden bile yaşlı bir binadayım. Hani kartpostallara konu
olan, literatürde taşınmaz eser olan bir yerde… HAYDARPAŞA’da!
Bugün her şeyin
ilkini yaşıyorum. Cesaretsiz bildiğimin cesur ve korkusuz tarafıyla! Yaşlı,
ayağında pazarda satılan beş liralık terliği olan, orta boylu, elma yanaklı
ninem! Hep filmlerin bam telimizi sızlatan sahnelerinde veya reklamlarda ilgi
çekmek için kullanılan, bir metne dayalı oyun sanardı çoğumuz. Demirden taşıta
binmek için üç buçuk lira isteyen, isterken de utanan ninenim senaryosunu…
Belki torununa gidecek, belki de evine, memleketine dönecek. Tam bekleme
salonunda sızladı iliklerim nefes aldığımı hissettiğim anda…
Ya ben, ben nereye
gidiyorum? Şu an annesinin elini kaybetmiş ve kaybolmuş bir çocuk edasıyla
dolaşıyorum, Haydarpaşa’nın soğuk ve tarih kokan duvarları arasında. Değişik
ama her zaman arzuladığım (Maceraperestlik) işte…
“Geldikleri gibi
giderler!” o meşhur adamın, meşhur sözüne tanıklık eden basamakların arkasındayım
şimdi. İçimi hareketlendiren bir soğuk ve yalnızlığımı hatırlatan karelerin
eşiğindeyim! Vapur geçiyor şimdi de karşımdan. Arkasında bıraktığı kabaran
köpükler kalıyor, yirmi beşinci karemden bana hediye! Hani; “Her şey sana
beni hatırlatır.” denilen söz var ya işte… Yaşadığım her şey, ilklerim,
yazdıklarım, oynadıklarım ve belki de ilk ve son oyunumu yapacağım bana
hayattan hediye bu sahnede!
Kalabalık akıyor
etrafımdan. Farklı bir yoğunluk gözlüyorum burada, zamanın beni dondurduğu
köşede. Ve birden kalabalıklarda betimleniyor izlediğim senaryolar zihnimde. Ne
kadar garip diye takılırken ben, şimdi aklım sorular içinde ve içimde duygusuzluk
tohumları ekilmeye başlıyor bir anda.
Dolan bir vapur
kalkıyor şimdilerde… Kadıköy’den Eminönü’ne sakin ve gizemli hatıralar
eşliğinde! Tıpkı arkasında benimde bıraktığım, silinmesi gereken bir izle.
Haydarpaşa’dan kalkıyor işte benliğimi de beraberinde farklı bir dünyaya
sürükleyen tren! Son düdüğü ve üzerinden çıkan dumanıyla…
Yıl:
04.05.2011
Uğur ÇAKIR ♠
YASAL UYARI! Telif Hakkı Uğur Çakır'a aittir. İzin
alınmadan ve kaynak gösterilmeden yapılan her türlü indirme, alıntılama,
kopyalama gibi eylemde bulunanlar; kasten veya bilmeyerek alıntının
aslını çarpıtanlar hakkında "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"
gereğince yasal işlem başlatılacaktır