25 Aralık 2017

Koşuşturmaca | Haydarpaşa'ya...



KOŞUŞTURMACA

Tatlı, hızlı ve heyecanlı bir koşuşturmaca… Nereye gidiyor bu kadar insan? Neden her duyuruda onlarca kişi; yaşlısı, genci, çocuğu koşarak çıkıyorlar o ahşap kapıdan? Evet, bilmediğim bir kıtanın bilmediğim bir sonundayım şimdi! Eski, hatta şu kulağıma çalınan martı seslerinden bile yaşlı bir binadayım. Hani kartpostallara konu olan, literatürde taşınmaz eser olan bir yerde… HAYDARPAŞA’da!

Bugün her şeyin ilkini yaşıyorum. Cesaretsiz bildiğimin cesur ve korkusuz tarafıyla! Yaşlı, ayağında pazarda satılan beş liralık terliği olan, orta boylu, elma yanaklı ninem! Hep filmlerin bam telimizi sızlatan sahnelerinde veya reklamlarda ilgi çekmek için kullanılan, bir metne dayalı oyun sanardı çoğumuz. Demirden taşıta binmek için üç buçuk lira isteyen, isterken de utanan ninenim senaryosunu… Belki torununa gidecek, belki de evine, memleketine dönecek. Tam bekleme salonunda sızladı iliklerim nefes aldığımı hissettiğim anda…

Ya ben, ben nereye gidiyorum? Şu an annesinin elini kaybetmiş ve kaybolmuş bir çocuk edasıyla dolaşıyorum, Haydarpaşa’nın soğuk ve tarih kokan duvarları arasında. Değişik ama her zaman arzuladığım (Maceraperestlik) işte…

“Geldikleri gibi giderler!” o meşhur adamın, meşhur sözüne tanıklık eden basamakların arkasındayım şimdi. İçimi hareketlendiren bir soğuk ve yalnızlığımı hatırlatan karelerin eşiğindeyim! Vapur geçiyor şimdi de karşımdan. Arkasında bıraktığı kabaran köpükler kalıyor, yirmi beşinci karemden bana hediye! Hani; “Her şey sana beni hatırlatır.” denilen söz var ya işte… Yaşadığım her şey, ilklerim, yazdıklarım, oynadıklarım ve belki de ilk ve son oyunumu yapacağım bana hayattan hediye bu sahnede!

Kalabalık akıyor etrafımdan. Farklı bir yoğunluk gözlüyorum burada, zamanın beni dondurduğu köşede. Ve birden kalabalıklarda betimleniyor izlediğim senaryolar zihnimde. Ne kadar garip diye takılırken ben, şimdi aklım sorular içinde ve içimde duygusuzluk tohumları ekilmeye başlıyor bir anda.

Dolan bir vapur kalkıyor şimdilerde… Kadıköy’den Eminönü’ne sakin ve gizemli hatıralar eşliğinde! Tıpkı arkasında benimde bıraktığım, silinmesi gereken bir izle. Haydarpaşa’dan kalkıyor işte benliğimi de beraberinde farklı bir dünyaya sürükleyen tren! Son düdüğü ve üzerinden çıkan dumanıyla…


Yıl: 04.05.2011

Uğur ÇAKIR ♠
YASAL UYARI! Telif Hakkı Uğur Çakır'a aittir. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden yapılan her türlü indirme, alıntılama, kopyalama gibi eylemde bulunanlar; kasten veya bilmeyerek alıntının aslını çarpıtanlar hakkında "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" gereğince yasal işlem başlatılacaktır